SAADET-İ RUHANİYE

Aldı başı misk-i Amber

Yoğuz dedi, dünyevilerde

Saldı kendini, gölde bir dibe cevher

Cevher de zuhur eder, gönülü miskinler

Dip deyup geçme ey yar

Su sığdır, gönülü coşkundur

Sığ sularında yüzmeye yürek gerek.

Edeb-e susmuş diller, yüreği konuşan gerek

Ürkeksen atma o taşı,

Dib-i görürde bulamaz çoğu cihan-ı

Bana etme sözle lisan

Anlar yüreği, dib-e vuran

Baktım aynama gördümse seni

Ne güzel talebenin dersi

Bana sen, sana ben yansır

Yansıyandan al dersini.

1 comment
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

You May Also Like

aTEŞ VE RÜZGAR

Adı bahara karışmış rüzgâr yelelerine bıraktım düşlerimi… Düşerin heyecanı ve eşliğinde ağızdan çıkacak her sözümü bıraktım özgürce yanan ateşlere… Biliyordum ki artık dinginliğe değil ateşe ihtiyacı vardı… Yanan ve yanarak…
Görüntüle

AŞK’TAN MEST OLURUZ…

Geceyi gözlerinde, acıyı yüzünde buldum.Nefesi gülüşünde, yaşamı sesinde duydum!Sükuneti dilinde, Adab-ı gözyaşlarında gördüm.Ne vakit dardı gönlüm, genişliği ibadetinde buldum.Deniz dediler üstü başka altı başka, üstü dalga, altı sakin bir derya,Ne…
Görüntüle

MAĞARA

İşte yine bir yalnızlık köyünün arasına kurduğum evde,Harabeler,ağıt onaran ağaçların sesiyle bulanmış kader,Taşların altındaki karınca yuvalarını bulmak,Kim bilebilir, kaç asır eder. Senin,yakınları uzak eden bakışların var,Şimdi kalbinden daha yakın dağların.Çağlıyor…
Görüntüle

DOLUNAYDA SOYUNMAK

O gün büsbütün güzeldi. Hiç yaşanmamış şeyler gibi güzeldi.  Hayatın eşiğinde, düşüncenin içinde, son bir defa gördüğümüz şeyler gibi güzeldi. Hele bir gece olsun, şiir çıksın dolunayda, bedensiz bir ruh…
Görüntüle
ŞİİR,CUMARTESİ SALINCAĞI

CUMARTESİ SALINCAĞI

Söylenmemiş isyanları duyamadı,işitmediği için değil, hissedemediği için yedi fırtınaları…Söylemediler! İçlerinin okunmasını beklediler…Böyle böyle öğrendi iç okumayı,acabalara, ne yapacağını bilmeyen sersemlemiş kelimelere de ihtiyacı kalmadı artık…Kafası önünde değil de ardında olsun…
Görüntüle

CAMDAN CIMBIZ

Şimdi yüreğime saplanan okları, İnce ve cam bir cımbızla çekerken, Kurumuş dallar gibi kalıyorum, Hiç bilmediğim bir coğrafya beni çekerken, İçimde başlayan göç, Hardal rengine boyarken yamaçlarımı, Mahcubiyetle sığınıyorum, Kıramadığım…
Görüntüle