MIKNATIS

Bir mıknatıs gibi, insanlar birbirlerine yaralarından çekilirlerdi. Bazıları, yaralıymış gibi sana çekilirdi, tüm gizlilikler, zaaflar, yaralar öğrenilmeye çalışılırdı. Gün gelip sana karşı kullanılması için “bak seni yarandan vururum demek için…” Hatta bir gün değil, tüm yaşamı boyunca kullananlar vardır.

Bazıları ise, yarasının iyileşmesi ile birlikte kendini iterek, hayatından çıkıp giderler. Mıknatıs senin hayatın ise, sana doğru çekilenler ve itilenler oluyordu. Peki, o mıknatısa, yarası varken çekilenlere ve yarasını iyileştirince gidenlere ne deniliyor… Bir şey diyemesek de, kimseyi ve hiçbir şeyi sahiplenmemek en doğrusu olacaktır. Kimseyi, kendini iterken, çekerek tutamazmışsın…

Bazı ilişkiler, gizli bir çıkar altında yürütülüyor. Sağlıklı bir şekilde, tepkilerimizi bile gösteremiyoruz. Birisine söylemek, ifade etmek yerine, sosyal medya da bile ona”like yapmayacağım, hikâyesini beğenmeyeceğim, benim hikâyeme yanıt verse de, ben ona kalp bile koymayacağım, yorum da yapmayacağım” derler ve seni engelleyip, takipten bile çıkartarak, sanal şekilde tepkilerini gösterirlerdi. İşin ilginç yanı, bu tepkiyi verenler oluyor, hani hayatınızın büyük kısmında, size yarası oldukça tutunan, iyileştikçe sizden kaçanlardan…

Birisi”sırayla maskeler düşüyor, şimdi bakalım, kimin maskesi düşecek” yazmıştı. Maskeyi gören, maske kullanabilendir.

Eğer sizde mıknatıs görüyorsanız, işine gelince sizinle yarasını sarıp, işi bitince sizden gidenlere, izin verin gitsin… Size göre önemli olan, kendiniz olabilmek, yaralara göre insan kayırmamak ve her şeye kendinizi yansıtabilmek olsun. Kendiniz olun, kendinize yakışanı yapın, size çekilen çekilir, itilen itilir. Buna karar veren düşüncelerimizi, kendimizi güzelleştirmek için harcayalım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

You May Also Like

İçtenlik Dehanın Kaynağıdır

 Benim içtenliğim karşımdaki insana göre değişmiyor. Anlayışlı ve hoşgörülü olmak sizin tüm kaprislerinizi ve haksızlıklarınızı görmezden gelmek anlamına da gelmiyor, gayet de güzel görünüyor ve anlaşılıyorsunuz. Aramızdaki en büyük fark…
Görüntüle

BAZI BİLDİRİMLER GÖZARDI EDİLMEMELİ

19.yüzyılın büyük İngiliz bilim insanı Michael FARADAY kendi dünyasında fakirlik içinde geçen gençliği dolayısıyla matematik alanında cahildi.  Bu nedenle defteri denklemlerle değil, fizikteki kuvvet çizgilerinin elle çizilmiş resimleriyle doluydu. Matematik…
Görüntüle

YOLCULUK

Bana öğretselerdi, kendim olmayı, yolculuğun en değerlisinin kendine yolculuk olduğunu bilselerdi belki de bu yolculuk başka olacaktı… Başkalarına göre nasıl göründüğüm öğretildi, nerede konuşmam gerektiği ve nerede susmam gerektiği… Kahkalarımın,…
Görüntüle

SONBAHARA UYANMAK

İçinde bastırdığın seslerin, dışarıdan sana dönmeye başlayan kelimelerin gibi, İçinde bastırdığın, ertelediklerin ve zaman verdiklerinin, dışarıdan sana dönmeye başlayan suretleri gibi, Kapıyı tıkladılar duymadın, zorladılar açmadın, Baktılar bu duymamazlık hayra…
Görüntüle

AŞK’IN TARİFİ

Kilometrelerce yürüdüğün yolun adıdır Aşk. Beraber yürüdüğün, ellerinde ki yüklerini bırakacağın bir yerin olmadığında bile, taşıdığın yükün, ellerinizdeki oluşan izlerini ve morarmış parmaklarınızı yarıştırdığınız zamanların adıdır AŞK. Hanginizin yükünün ağır…
Görüntüle