İşte yine bir yalnızlık köyünün arasına kurduğum evde,
Harabeler,ağıt onaran ağaçların sesiyle bulanmış kader,
Taşların altındaki karınca yuvalarını bulmak,
Kim bilebilir, kaç asır eder.
Senin,yakınları uzak eden bakışların var,
Şimdi kalbinden daha yakın dağların.
Çağlıyor içimin karanlık yamaçları,taşlar yeşeriyor,
Dudağının kenarında seğirip kayan bir yıldız oluyor dünyam.
Biliyorum,sarıldıkça çoğalacak bastığın kökler.
Bakışlarından akan damlalar,dağların üstünde bulut olacak.
Omuzlarına çöksün diye geceyi bekleyen dili bağlı güvercinler,
Ağır ağır uykuya dalacak kanatlarını okşayan esintiyle.
Seni omuzlarından sarmaya çıkan yoldaş,
Uğradığı her durakta, selamlayacak.
Topladığım benlerden bir mağara yaptım kendime…
Gören selam edecek,göremeyen eğilip geçecek.