Şimdi yüreğime saplanan okları,
İnce ve cam bir cımbızla çekerken,
Kurumuş dallar gibi kalıyorum,
Hiç bilmediğim bir coğrafya beni çekerken,
İçimde başlayan göç,
Hardal rengine boyarken yamaçlarımı,
Mahcubiyetle sığınıyorum,
Kıramadığım ceviz kabuklarına,
Sessizliğim diyorum,
Anlamıyor sararmış buğday kırları.